7. KITAYA ÜRKÜTÜCÜ BİR YOLCULUK
İSTANBUL’DA BİENAL HEYECANI BAŞLADI
Şehrimizde başlayan böylesine muazzam bir etkinlik için ürkütücü başlığı atmış olmam biraz şaşırtıcı gelebilir. Çeşitli mekanlarda eş zamanlı olarak başlayan ve 10 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek olan 16. İstanbul Bienali’nin bu yılki konusu Yedinci Kıta. Son günlerde haberlerde adını ve mavi çöp poşeti tasarımlı canlandırmasını bolca görür olduk. Ben de dün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Heykel Müzesi ’nde ki sergiden Bienali gezmeye başladım.
Video ve animasyon gösterimlerinin yapıldığı karanlık oda galerilerine ayak bastığım anda, müzik ve gösterim efektlerinin ürkütücülüğünü iliklerime kadar hissettim. İnsanlığın güzelim dünyamıza verdiği zarar ve geleceğimizin nasıl tehdit altında olduğu birçok sanatçı tarafından çok etkileyici bir şekilde anlatılmıştı. Çocuklarımıza bir gelecek bırakamayacağız gerçeğini yüzümüzde şamar gibi hissettirilmişti. Gerçekten ürkütücü ve çok etkileyiciydi. Mutlaka zaman ayırmanızı ve gitmenizi tavsiye ederim.
Zaman ayırmanızı diyorum çünkü en çok sanatçının sergilendiği MSGSÜ de dört kata yayılmış olan galerileri birkaç saatte gezebilmenize imkan yok. Ben dün yaklaşık dört saatte ancak iki katını bitirebildim. Layıkıyla kafa yorarak gezdiğiniz takdirde çok yoruluyorsunuz. Hatta başım dönmeye başladı. Bir ara kafeteryasında kahve molası verdim. Ama dedim ya çok ürkütücü sahneler seyretmenin verdiği etkiyle yeter bu kadar deyip kendimi Cihangir’e atayım dedim. Haftaya yeniden gidip kalan iki kattaki galerileri gezmek niyetindeyim. 10 Kasım’a kadar bol bol süremiz var nasıl olsa.
Bienalin yapıldığı bütün mekanları planlayıp gezmek arzusundayım. Sizlerin de işine yarayacağını düşündüğüm bilgileri derleyip toplayıp aşağıda sundum. BİENALİ GEZDİKTEN SONRA CİHANGİR ’e UĞRAMADAN EVE DÖNMEYİN .Biz Anadolu yakalılar karşıya geçince, hazır gelmişken birkaç yerin tadını çıkartmadan dönmek istemeyiz. Ya da ben her zaman vaktim varsa böyle yaparım. Dün de yaptım.
Kadıköy’den Karaköy’ e vapurla geçtim. Hava da şansıma çok güzeldi. Boğazı seyretmenin tadına doyulmuyordu. Arkadaşım ve yakışıklı oğluyla .Ki elime doğdu, ne ara büyüdü de Boğaziçili bir üniversite öğrencisi oldu…Karaköy’de buluşup közde Türk kahvelerimizi içtik. Fransız Geçiti’ nden geçip son zamanlarda popüler olan sokaklarda gezdik. Butik kafeleri , cıvıl cıvıl barları seyrederek Tophane’ye doğru yürüdük.
Bienali gezdikten sonra da aynı rotadan dönmeyelim dedik. Müzenin hemen çaprazında yolun karşısındaki Rainbow Stairs diye anılan, ancak boyaları oldukça yıpranmış merdivenlerden çıktık ve kendinizi İstanbul’un nefis semti Cihangir’de bulduk. Tophaneye boğaza tepeden bakarak yemek yedik. Sonra semtin sokaklarında kaybolduk. Siz de vaktiniz varsa, kafelerin, teras barların, şık şık mekanların tadını çıkartabilirsiniz. Cukurcuma’yı arşınlayabilirsiniz.
16. İSTANBUL BİENALİ ÜCRETLİ Mİ? BİENAL MEKANLARI NERELERDE?
İstanbul Kültür Sanat Vakfı İKSV tarafından, düzenlenen etkinliğin ana sponsoru Koç Holding. Bütün sergi mekanları da 10 Kasım’a kadar ücretsiz olarak gezilebiliyor. 25 ülkeden 56 sanatçının 220 eserinin sergileneceği etkinliğe, Ülkemizden de 8 sanatçı katılıyor. Mekanlarda bizzat oluşturulan 36 yeni eser de İstanbul’da ziyaretçilerini bekliyor. Bienalin mekanları ise; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Pera Müzesi ve Büyükada. www.iksv.org … adresinden sanatçıların eserlerinin hangi mekanlarda olduklarını , mekanların adres ve ziyaret bilgilerini bulabilirsiniz.
YEDİNCİ KITA NEDİR?
Küratörlüğünü akademisyen ve yazar Nicolas Bourriaud’nun üstlendiği bienalin bu yılki başlığı Yedinci Kıta .Çağımızın en acil konusu olan ekolojiyi ele alan eserlere dikkat çekiliyor. İnsanlığın sebep olduğu doğal veya kültürel atıklarla sanatsal bir ilişki kuruluyor. Geleceğimizin nasıl tehlike altında olduğu gözler önüne seriliyor.
Ben Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ndeki galerileri gezerken adeta kanım dondu…ürktüm. Yaşadığımız dünyamıza nasıl zarar verdiğimizi gözlerimle gördüm. Önlem almazsak, birlik olmazsak nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu kalbimde hissettim. Yedinci Kıtadan hepimiz sorumluyuz. Bir an önce bilinçlenmeli yaşam kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız.