TRABZON YAYLALAR

@caneleligul …

YAYLALAR YAYLALAR

Temmuz ayının ortalarıydı Trabzon hava limanına indiğimizde.  Aracımızı kiraladık. Otelimize doğru yol aldık.  Uzun kalacağımız için, 45 m2 ’lik geniş süit daireleri olan oldukça konforlu bir otel tercih etmiştik.     Kızımızın Liseler arası Dünya Şampiyonası için gelmiştik aslında. Ama yarış aralarındaki  uzun boşlukları değerlendirip şehri ve çevresini de mümkün olduğunca gezmeyi planlıyorduk.

@ufukname …

Uçaklı Karadeniz turlarının başlangıç noktası Trabzon son zamanlarda oldukça popüler. Gürcistan ’a pasaportsuz giriş başladığından beri, Batum’ da genellikle Karadeniz turlarını cazip hale getiriyor.  Trabzon şehrinin ve çevresinin gezilecek yerlerini Trabzon Part I’de yazmıştım. Bu bölümde yemyeşil yaylaları ve huzur dolu mesire yerlerini beğenilerinize sunuyorum.

YAYLALAR & MESİRE YERLERİ

Karadeniz’e geldik yaylalara çıkmadan, yemyeşil mesire yerlerinde keyif yapmadan eve dönmem diyorsanız ve kısıtlı zamanınız varsa, işiniz biraz zor. Trabzon civarında o kadar çok  var ki, seçim yapmanız güç. Mesafeler uzak ve  ciddi virajlı  yollardan tırmanıyorsunuz. Hepsine yetişmeniz imkansız. Üzerinize kalın birşeyler alın ve bunlardan tercihinizi yapın…Maçka-Şolma, Maçka-Mavura, Maçka-Kiraz , Sera Gölü,  Lapazan, Çankara Uzungöl, Hıdırnebi– Kuruçam, Karadağ, Sisdağı, Çatma Obası,  Düzköy-Haçka Obası Yaylaları…İşte bizim tercih ettiklerimiz;

HIDIRNEBİ & KURUÇAM YAYLALARI

Hıdırnebi Yaylası …

Birbirine 1 km mesafedeki bu iki yaylaya Trabzon’dan Akçaabat yolundan ulaşıyorsunuz. Akçaabat’a zaten gideceğimiz için listenin başına bu iki yaylayı da ilave ettik. Yaz kış ulaşıma açık bir yol. Kendi aracınızla gidebileceğiniz gibi isterseniz toprak yollar da olduğundan toplu taşıma araçlarını da tercih edebilirsiniz. Hıdırnebi şenliklerinin de düzenlendiği bu tepe 750m yükseklikte. Tam bir manzara terası gibi. 20 Temmuz’da başlayıp 3 gün süren şenliğe denk gelemedik ama tam bir fotoğraf şöleni yaşadık. Maden suyu kaynağı ile ünlü Acısu Köyü’de yolunuzun üzerindeydi. Yaylada kır bahçeleri, köylülerin el işi tezgahları, bakkal ve lokanta da var. Ama bizim aklımız Akçaabat köftesinde olduğu için iştahımızı yayla dönüşüne sakladık. Bu manzarada çay keyfi yaptık.

UZUNGÖL

Uzungöl Yaylası …

Uzungöl, yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi’nin önünü kapatması sonrasında oluşuyor. Yöre de adını bu gölden alıyor. Gerçekten büyüleyici bir manzaraya sahip. Yaz aylarında gezmek çok keyifli. Tam bir yayla havasına sahip oldukça serin. Sık sık yağmur da yağdığından yürüyüş yapmak niyetindeyseniz, giyiminiz açısından hazırlıklı olun. Bölgede ATV ve Jip safari turları da yapılıyor. Zaman zaman bozuk olsa da yol aracınızla da rahatça gezebileceğiniz gibi. Uzungöl’e gelmeden tepeden gölün manzarasını seyredebilir ve fotoğraflayabilirsiniz. Gölün çevresine ise çok fazla tesis yapılmış. Restaurantlar Kafeler dolayısıyla yoğun bir kalabalık var. Sıcak ülkelerden kaçanlar buraya doluşmuşlar. Keşke doğasını bozmadan piknik alanları olarak bırakılsaydı. Çok fazla konaklama imkanı da var. Oteller, pansiyonlar, bungalovlar gölün etrafına dizilmişler. Yine keşke diyeceğim, doğal yapıyı bozmayacak şekilde ağaç evlere ve bungalovlara izin verilseymiş. Ancak o kadar çok ilgi görüyormuş ki, kalmayı düşünürseniz, yaz aylarında çok önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyormuş. Çok kalabalık ve gürültü olduğundan, biz gölün çevresinde bir kahve içip hemen uzaklaştık. Aracımızla göl boyunca gidebildiğimiz yere kadar gittik. Doğanın tadını çıkarttık. Dönüşte de köylülerden çam balı satın aldık.

Uzungöl Yaylası …

SULTAN MURAT YAYLASI

Biz Uzungöl dönüşünde Sürmene’de zaman geçirmek istediğimiz için gitmedik ama sizin zamanınız varsa, Uzungöl’ e 40km mesafedeki Sultan Murat Yaylası’na da gidebilirsiniz. Sürmene’ye 60km mesafededir. İki alternatif yoldan gidilebilmektedir. Karadeniz turlarında tercih edilen yaylalardan biridir.

HAMSİKÖY

Hamsiköy …

Hamsiköy, Zigana Dağı eteklerinde bulunan bu köy, Trabzon’a 50 km, Maçka’ya 20km mesafededir. Turistlerin ve doğa tutkunlarının ilgi odağıdır. 300m yükseklikte, çevresi çam ormanlarıyla kaplı yemyeşil bir oksijen deposudur. Yol oldukça virajlı ama zemini düzgün. Aracınızla rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Merkezden bir saat kadar yol almanız gerekiyor. Manzara o kadar müthiş ki keşke daha uzun sürse diyebilirsiniz. Trabzon’da yapılacaklar listesine ekleyebilirsiniz.
Biz de yol boyunca aralarda durup fotoğraf molaları verdik. Köyde biraz yürüyüş yaptık. Hamsiköy Yayla Lokantalarının birinin  terasında  öğle yemeğimizi yedik ve üzerine de ünlü Hamsiköy sütlacını tattık. Yörenin ineklerinin yağlı sütünden çokça kaynatılarak yapılan bu enfes tatlı üzerinde bol fındıkla sunuluyor. Yanında da  semaverle  çay getiriliyor. Size de  manzarada keyif yapmak kalıyor. Madem sütlacı meşhur adı neden Hamsiköy diye soruşturduk. Hamsi ya da hamse Arapça beş köy anlamına geliyormuş. Bu bölgede bulunan köylere verilen toplu admış. Bildiğimiz balık hamsiyle bir ilgisi yokmuş yani.

@ufukname …


Bu yazdığım bütün yerleri bir haftada gezdikten sonra, Trabzon’dan dönerken uçakta bedeninizin çok yorgun düştüğünü ama benliğiniz dinlenmiş ve taptaze olduğunu hissedeceksiniz. Harika bir fotoğraf albümü ve anılarla şehre veda edeceksiniz.

TRABZON’da NE YENİR ? NE İÇİLMEZ ?

Atatürk Köşkü …

Trabzon’un yöresel yemekleri de çok çeşitli ve ünlüdür. Hamsinin en lezzetlisi, mısır ekmeği, kayganası, pidesi, tereyağı, peyniri, kavurması, kahvaltının olmazsa olmazı kuymağı, sebze ve turşu kavurması, eti ve köftesiyle ülkemizin önemli bir mutfak kültürüne sahip bir şehridir.

Hamsinin çeşit türlüsü,  hamsi tava, hamsi kuşu, hamsili pilav, hamsi buğulaması burada yapılır. Mısır ve unu çok sevilir. Her öğünde mısır ekmeği sofraya konulur. Kara lahanası, pazısı dolması da yapılır, kavurması da. Bu rengarenk mutfak sayesinde Trabzon’daki tatiliniz  çok lezzetli geçecektir. Biz nerede ne yedik? Yedik de pişman mı olduk, mutlu mu? Buyurun bizim Trabzon’daki sofralarımıza….

SÜRMENE PİDESİ

Zamanınız varsa hazır Trabzon’a gelmişken,  pidesiyle, tahta kaşığıyla, bıçağıyla ünlü Sürmene’ye de gidin derim. Zaten burada pide yemeden eve dönmeyin. Trabzon’dan Sürmene’ye 35 km bunun için gidilir mi demeyin.

Beni dinleyin. Hep söylerim aklınızda kalacağına mideniz de olsun.  Uzungöl ’ e gidecekseniz ve bizim gibi tekrar Trabzon’a dönecekseniz  yolunuzun üzerinde olduğu için Sürmene’ye sırf yemek için de uğrayabilirsiniz. Biz böyle yaptık. Ama siz isterseniz yemekten sonra Sürmene Kalesi’ni, seyir terasını, Cumbalı Sürmene evlerini, Zahra mahallesindeki çay fabrikasını ve Memişoğlu Konağı’nı gezebilirsiniz.

Bozo Pide de çok meşhur ama bizim tercihimiz  Yılmaz Pide oldu. Hava çok sıcaktı. Yılmaz Pide nin de bahçesi çok ferahtı. Ben peynirli, Canel kıymalı ısmarladık. Yeri gelmişken söyleyeyim pidelerin boyutları çok büyük ve hamuru kalın olduğu için çok doyurucu.

Trabzon Meydanı …

TRABZON MERKEZ ERTUĞRUL PİDE

O güne kadar yediğim en iyi pide Sürmene’deki sanıyordum. Trabzon  Meydanı ‘n da ki bu fırına gelene kadar. Yeni bir şehre geldiğimizde turistik ve zincir restaurantlardan ziyade halkın tercihlerini de soruştururuz. Yöre insanının bu fırını sevdiğini öğrenince İstanbul’a dönmeden son bir kez daha pide yiyelim istedik.   Sürmene’deki pideden birkaç  tık daha iyi olduğunu söylemeliyim.  Bu sefer kavurmalı kaşarlı yedik belki de ondan. Üzerindeki Trabzon tereyağı da mis gibi kokuyor. Pide elle yenir yazısını dikkate alarak on parmak yağlanmayı göze alıyoruz. Çok yağlı yemeyen bir insan olmama rağmen burada tabağa akan tereyağları ziyan oluyor diye üzülüyorum. Yok böyle bir lezzet inanın. Buralara yolunuz düşerse muhakkak deneyin.

BOZTEPE’de BRUNCH & SEMAVERDE ÇAY

Boztepe den Trabzon …

Trabzonluların hafta sonu brunch mekanı Boztepe’ye siz de mutlaka gelin. Hem şehri tepeden seyredin hem de kahvaltınızı yapın. Ya da en azından semaverde çay keyfi yapılacak diye Trabzon listenize ekleyin. Akşamları da gelebilirsiniz. Günlük gezinizi tamamladıktan sonra otelinize dönmeden en son burada çay molası verebilirsiniz. Unutmayın zaten bu şehrin gece hayatı yok.

AKÇAABAT MARİNA BALIK & KÖFTE RESTAURANTLARI

Trabzon merkezde birçok balık restoranı var. Az yağda tavası yapılan küçük balıklar çok lezzetli. Yanında da  mısır ekmeği ve kaygana servis ediliyor. Mutlaka deneyin. Tekrar belirtmeliyim ki, hiç birinde alkollü içki servisi yok. Balık içkisiz olmaz diyorsanız Akçaabat’a doğru uzanacaksınız. İstanbul’da olsa köfteyi menüsüne alan bir balık restaurantı tercih etmem. Ama buradakilerde köfte olmazsa olmaz. Meze ve balıklara gelince çok özellikli değil. Cazip tarafı,  Trabzon’da bulamadığınız, sıcak yaz gününde soğuk içilen hatta buzla servis edilen, fazlası sağlığa zararlı, kararı ruha yararlı içecek. Trabzon’da bizim gibi uzun kaldıysanız ve özlediyseniz arabanızın yönünü buraya çevireceksiniz mecbur.

Hamsiköy …

HAMSİKÖY SÜTLACI

Hamsiköy’ü anlatırken bahsetmiştim. Yemeden dönmeyin diye burada tekrar yazmak istiyorum. Hamsiköy sütlacı, yörenin ineklerinin yağlı sütünden çokça kaynatılarak yapılıyor. Üzerinde bol fındıkla servis ediliyor. Size de bu enfes tatlıyı iştahla kaşıklamak kalıyor. Sonrasında semaverle sunulan çay keyfi. Daha ne olsun.

DEĞİRMENİN KUYMAKÇISI

Trabzon merkeze 15 km mesafede Akçaabat yolundan gidilen bu mekan haftanın hergünü açık. Güler yüzle servis yapılıyor. Ahşap  sıcacık bir mekan. Yazın açık alanı da var. Yeşilliklere gömülmüş çağlayan sesi eşliğinde kahvaltı yapmak için, buraya muhakkak bir kez gidin. Yol üzerinde ama yeşillikler içerinde küçük bir yer olduğu için önünden kolayca atlayıp geçebilirsiniz. Serpme kahvaltısı çok lezzetli. Mısır ununu kendileri değirmenden çekiyorlar ve kuymak da başka bir lezzetli oluyor burada. Ekstra istediğiniz hiç bir şeye de ücret almıyorlar. Büyük şehirlerde bizim servet ödediğimiz tereyağı burada bedava  Üniversite öğrencisi çok şeker bir kızımız servisimizi yapıyor. Yazlarını değerlendirmek için çalışıyormuş. Bizim kızımız o sırada yarışta olduğundan yanımızda değil ya duygusallaşıyoruz. Sohbete dalıyoruz bu güzellikle. Çaydanlığı kapıp geliyor. Bol bol çay içiyoruz.  Sonumuz hayırlı olsun diyerek kuymağa mısır ekmeğini bandırıyoruz.

KUYMAK MI MIHLAMA MI?

Karadenizde bolca karşılaşacağınız bir tartışmadır. Bence aynı olan yemeğe bazı yerlerde kuymak bazı yerlerde de mıhlama denilir. Ama mutlaka farkını anlatmaya çalışırlar. Yok bizimkinde peynir fazla, mısır unu az. Yok tereyağı şöyle peyniri böyle. Anlayan beri gelsin. Trabzon’da kuymak diyorlar orası kesin. Yoksa en ünlü mısır unu değirmeninin adı  “Değirmenin Kuymakçısı” olmazdı diye düşünüyorum. Ya da Karadeniz boyunca Trabzon’a kadar kuymak olan yemek, Rize’den sonra Mıhlama adını alıyor ve peyniri biraz azalıyor diyelim tartışmaya nokta koyalım.

Trabzon’da o kadar çok yiyoruz ki dönüşümüzde bir hafta diyet yapmadan tartıya çıkmıyoruz. Suçluyuz biliyoruz.